o an
ölüyoruz
habersiziz
aynı evin taşı olduğumuzdan.
bizi duvar dibinde yıkıyorlar;
o düşüyor zamana,
zaman, nedir bendeki eskisi?
bir duvar dibinde büyütüyorlar bizi,
ellerimizi seviyorlar, ağzımızın kirli,
sözcükler salya-sümük kapı eşiğinde,
ruhumuzun çivisi kayıp
o bilmiyor kendinden çıkıp gittiğini
aynı hanede bağımız kopuk bizim,
kaderi sen yazmadın biliyorum
ama sana yazıyorum bil diye.
öp diye ve bağışlama!
vaktinden önce gidenleri
beni senle sınıyorlar,
bilmiyorlar hayattan öğrenilir insan;
yalan varsa yalnızlık da vardır;
bütün bunlar, yaşlı bir rüyanın sancısıdır,
ölülerin koca gürültüsü işte …
Akköy Kültür-Sanat- Edebiyat Dergisi
2016, Ocak-Şubat- Mart Sayısı.